Pita bugün 5. yılını kutluyor.
Bundan beş yıl önce Pita’nın kapılarını açmış, öncesinde de üç ortak olarak sayısız “Pita toplantısı” yapıp hummalı bir çalışma yürütmüştük.
Ancak yolun sonuna doğru her üçümüzün de kafasında farklı bir Pita ve farklı bir çalışma düzeni olduğunu farkettiğimizde yoldan dönmeyi değil her üçümüzü de mutlu edecek bir düzeni nasıl sağlayacağımızı düşünmeyi tercih ettik. İyi ki de öyle yapmışız ki şimdi beş yılı geride bırakmanın mutluluk ve heyecanını yaşıyoruz.
Şanslıydık. Başlangıçtan bu yana bize farklı bir çok konuda destek veren çok sayıda dostumuz vardı. Onların da sayesinde kapılarımızı bir 30 Nisan sabahı açtık. Burada mimar Oğuz’u ve Myra Ajansı anmasak olmaz. Tamamen gönüllü bir destekle küçücük mekanımızı düzenlememize ve kimliğimizi belirlememize yardımcı oldular.
“Allah utandırmasın” lafını ilk kapılarımızı açtığımız zaman duyduk. Dükkana hayırlı olsun demek için gelenlerden özellikle orta yaş üstü olanlar dükkandan çıkarken “Allah utandırmasın kızım” diyerek çıkıyorlardı. Ne demek olduğunu ancak sonra sonra tam olarak idrak edebildik.
Sırf ayakta kalabilelim diye özel gayret sarf eden dostlarımız oldu. Özellikle Hülya (Ada’nın annesi) ve Hatice (Sezen’in annesi) ilk günlerinde Pita’ya her gün bir görevmiş gibi geldiler, yakınlarıyla Pita’da buluştular. Fatma Abla her türlü lojistik desteği sağladı. Ta ki Pita’nın kendi kendine ayakta kalabildiğine emin oluncaya kadar. Şimdi ancak sadece keyif için geldiklerini biliyoruz. Zaman zaman yerimiz olmadığında kapıdan el sallayıp gülümseyerek geçtikleri de oluyor. Onlar Pita’ya bir nevi can suyunu verdiler, Pita böylece her gün büyüdü ve büyük kocaman bir aile haline geldi.
Hep bahsettiğimiz gibi bu beş yıl içinde bir sürü çocuk Pita’nın vazgeçilmezleri oldu. Pita’yla hemen hemen aynı gün doğan Melih’i her gördüğümüzde Pita’nın ne kadar büyüdüğünü farkediyoruz. Yine bu çocuklar büyüdüğünde Pita’nın onlar için ne ifade edeceğini düşünmeden de edemiyoruz. Nitekim Pita’yı açmadan önce yaptığımız “Pita toplantıları”nda o zamanlar 4 yaşında olan Ömer hep yanımızdaydı, bugün bu satırları yazarken yine yanımızda. Pita’yı açtıktan kısa bir süre sonra biz üç ortağı bir araya getirip “şimdi ben de bir Pita toplantısı yapmak istiyorum” demiş ve toplantı konusu olarakta Pita’ya onun evinden getirdiğimiz kırmızı melek heykelin kendisine ne zaman iade edilecek olduğunu konuşmamızı talep etmişti:)
Çalışanlarımız açısından her zaman şanslı olduk. Onlar bize verebileceklerinin en iyisi verdiler, en zor zamanlarında azimle çalışmaya devam ettiler. Biz de onları elimizden geldiğince mutlu etmeye çalıştık.
Pita’yı ofis olarak kullanan düzenli müşterilerimiz oldu. Her biri prize en yakın masayı kapma konusunda birbiriyle yarışırken bizim için Pita’nın vazgeçilmezleri oldular. Tülay’ı burada anmazsak haksızlık etmiş oluruz. Nitekim, en yoğun anlarımızda bir Pita çalışanı rolüne anında bürünüp bize destek vermekte hiç çekince görmedi. Her türlü toplantılarına, iş sıkıntılarına şahit olduk. O sırada bir şekilde kendilerine destek verebildiysek ne mutlu bize.
Hemen her daim bir aracı kurum ya da emanetçi olarak hizmet verdik. Çocuk emanet edilen bir kafe olabildik. Kimi zaman bir emlakçı, kimi zaman personel bulma ajansı olduk. Bir çok yeni gelişmeye vesile olduğumuzu biliyoruz. Bu da bize keyif veriyor.
Şüphesiz Pita’nın başarısının en büyük nedenlerinden biri Kuzguncuk gibi bir mahallede hizmet veriyor oluşudur. Pita olabildiysek bunda Kuzguncuk’un payı büyüktür. Nitekim, tıpkı yurtdışında bir kafenin kapısında gördüğümüz gibi Pita’yı “yiyecek, içecek ve insan” olarak tanımlayabiliriz.
Pita’nın birinci yılında dostlarımızdan bizim için bir şeyler yazmasını istediğimizde Dilek “artık Pita’sız bir Kuzguncuk düşünemiyorum” demişti. Şimdi yanımda oturuyor ve “sanki Kuzguncuk’a taşındığımdan beri Pita varmış gibi hissediyorum” diyor. Bir gün kapımıza “2008’den beri” diye yazabilir miyiz bilinmez ama sizlerle bu keyfi yaşamak bize umut veriyor.
Aşağıda bize destek veren dostlarımızı anmak istedik. Herhangi bir sıra izlemeden hazırladık bu listeyi. Mutlaka unuttuklarımız eksik bıraktıklarımız olmuştur. Affınıza sığınıyoruz.
Hep birlikte varolmak dileğiyle,
PİTA ailesi…
Nur-Erhan
Berna-Boğaçhan-Devin
Lale
Betül-Altan-Elif
Tülay-Emre-Zeyno Deniz
Nazlı-Kürşat-Kerem
Mine-Gökhan
Kenan-Halide
Füsun-Yunus
Elif
Hatice-Mert-Sezen
Petek
İsmail
Banu-Ömer-Sinan
Ayzin-Yalkın
Selda-Işıl
Cansen
İffet
Neş’et
Demet-Can-Ada
Ülkü
Yeşim-Lara-Tara
Dilek-Artin-Ayda
Meryem-Esad Can-Sezgi
Yeşim-Aybars-Ayşe Arya
Ayhan (Şair)
Özgür-Enis-Gül-Dost
Seray-Mehmet-Tuna
Aylin-Ahmet-Sina
Murat Bey (Denizbank)
Nilüfer-Abdül
Füsun Hanım (Sanatçı)
Ali-Tansel
Nükte-Servet-Güneş Ali
Sinan (Mimar)
Göksel Teyze
Çiğdem-İsmail
Filiz-Ayhan
Melike-Can
Yüksel Teyze
Nilhan-Asya
Burcu
Enis-Özgür-Dost-Gül
Müge (Avukat)
Gül Ayşe-Lara
Alev-Bihrat-Tan-Tane
Özgür-Çağatay-Duru
Nilgün-Ertuğrul-Dicle-Aynaz-Deniz
Cemile-Civan
Didem-Ege
Şengül-İris
Hülya-Barbaros-Ada
Harika-Şükrü-Ziya
Sine-Aidan-Luka
Kağan-Bilge
Selda
Selen
Berna-Erol-Ali
Nilgün (Mimar)
Nuray-Ali
Naci Bey
Renan-Cem
Nuray
Betül
Demet-Arcun-Rüzgar-Poyraz
Burhan
Korkut
Önder
Cem (sporcu)
Nur-Selim
Tülay-Harman
Suzan
Ahmet-Sema
Neşe Hanım
Zeynep-Sinan-Ali
Zerrin-Rukiye
Yusuf
Mehmet (Kıbrıslı)
İnci-Orhan
Enis (İzmirli)
Serap
Nur (Tercüman)
Özgecan-İsmail
İsmail-Deniz-Ömer
Zeliha-Ali
Murat (Avukat)
Şeref Bey
İbrahim Bey
Asiye-Seda
Suna-Sude
Dilek (Gazeteci)
Ayşe-Su
Eray-İsmail-Sılacan-İdil
Güray
Gazi Abi
Pelin-Saydam-Ezel-Leyla
Güzin
Aytül
Madlen
Tüzün-Egemen
Nilgün-Hüsamettin-Hazal
İbrahim Bey
Cemal Bey
Yasemin-Bekir
Tuba
Fatoş-Hakan
Barış-Özge
Seyfettin Bey
Buket-Murat
Figen
Şeyda-Osman
Özbek-Esra-Şebnem
Özdek
Nazlı-Tolgay-Elvan Suna
İpek-Burcu-Gamze-Deniz
Gülsün-Ayşe
Monica-Luka-Leo
Christina-Mehmet-Fiona-Liv
Ece
Filiz-Evren-Elçin
İsmet-Makbule
Nükte-Vincent-İlona-Tuvana
Ayşe-Mustafa-Çınar
Esra-Nurdoğan
Didem-Mengü-Zeynep Su
Gülsün
Sebahat-Doğa-Barış
Fatma-Nuray-Mehmet-Münevver
Nilay-Erhan-Yiğit
İlhan Abi
Tan-Ezgi
Ayça
Nurdiye-Salih
Ayfer
Filiz-Tuna-Çınar
Levent
Fatma-Erhan-Melih-Memet
Ayşenur-Hasan-Hakkı-Kadir
Arzu
Atiye
Lesya-Bahadır-Pelin
Kadriye-Kardelen
Ayşenur
Refika
Mert
Nilüfer
Atilla-Ortance-Anais
Anna-Bayram-Aylin-Meryem
Deniz-Mehmet-Öykü
Mine-Gükhan-Dehan
Demet-Duru
Aysun-Kardelen
Aylin-Herman
Dürin-Sami
İzzet Bey
Cemal Bey
Şenol-Baran-Alfa
Yamaç-Dila
Seda-Coşkun
Agusta
Yeşim-Sevgi-Nalan
Suna-Bade-Dinçer
Güler-Kenan-Defne-Tibet
Gül-Bora
Funda-Cem-Şiraz-Hüseyin Can
Yıldız
Tijen-Mehmet-Can
Ener Çağrı
Sertaç
Yeşer-Serkan
Deniz (doktor)
Ebru-Nuri
Nadiye-Vural-Deniz-Rüzgar
Belgin
Feridun Bey
Necla
Nevzat
Arzu
Arzu-Erman
Volkan-Kevser
Dilek-Münci
Neim-Reşat-Nuray
Kadir (ressam)
Gökhan
Ayşe-Luca-Asya
Çiler-Süreyya-Asya
Galip-Ayşen
Hanna
Özlem (mimar)
Aslı-Yeşim
Cihat Abi
Tülin
Emsal-Baki-Duru
Meli
Serap-Hakan-Ada
Mihriban
Nevin-Joost
Nihan-Cengiz-Asya
Nursen-Gürkan-Deniz